MISIR DENEYİMİ: AIESEC AINSHAM

Mısır’a gitmek için gereken ilk aşamadan bahsedelim: Bir projeye kabul edilmek. İlk önce hobilerinize uygun olduğunu düşündüğünüz projeleri seçip başvurmalısınız. Onlar da çok kısa bir süre sonra size dönüyorlar. Ufak bir mülakattan geçiyorsunuz ve bunun için de ileri bir seviye İngilizce gerekli değildir. O yüzden rahat olabilirsiniz.

MISIR VİZESİ NASIL ALINIR?

Mısır Vizesi

Mısır’a gidebilmek için vize gerekmektedir. Turist vizesine başvurmanız gerekmektedir. Mısır ekonomisi büyük oranda turizme bağlıdır. Dolayısıyla bu durum vize alım sürecinde size avantaj sağlayacaktır. Ayrıca bu süreçte yardımcı olması için size bir davet mektubu da gönderilecektir. Mısır vizesi için gereken evraklar:

-Vize başvuru formu (konsolosluktan temin edebilirsiniz)

-Pasaport aslı ve fotokopisi

-Kimlik aslı ve fotokopisi

-2 adet biometrik fotoğraf

-İkametgah belgesi

-Uçak bileti çıktısı

-Vize ücreti (2018’de 106 tl verdiğimi hatırlıyorum ama emin değilim)

-Vize talep dilekçesi

-Öğrenci belgesi

Ayrıntılı bilgi için: http://www.misirkonsoloslugu.com/misir-vizesi/misir-turistik-vize.html

Bu belgeleri tam olarak temin ettikten sonra konsolosluk için randevuya ihtiyaç duymadan gidebilirsiniz. Kesinlikle unutulmaması gereken bu işlemlerin öğleden önce yapıldığıdır. Sonra benim gibi 13:30’da Taksim’de belgeleri son kez kontrol ederken bunu fark etmeyin. ‘’E ben ne yapacağım şimdi?’’ diyerek ertesi gün tekrar gelmek üzere oradan ayrılmak zorunda kalabilirsiniz.

Vizenin çıkması yaklaşık olarak bir ay sürmektedir. Ama son dönemde iki ülke ilişkilerinin kötüye gitmesinin sonucu olarak Türk vatandaşlarına zor vize verdikleri de bir gerçektir. O yüzden daha uzun da sürebilir. Erken başvurmakta fayda var.

PİRAMİTLER ÜLKESİ: MISIR

Mısır içinde akan Nil Nehri etrafında toplanan çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış köklü bir ülkedir. Antik Mısır, Roma ve o coğrafyada yaşamış Osmanlı dahil tüm o medeniyetlerin izlerini hala taşımaktadır. Öyle ki Luksor, Asvan şehirleri açık birer müze görülmekte ve hatta Luksor dünyanın en büyük açık hava müzesi kabul edilmektedir. Karnak Tapınakları, firavunların mezarlarının bulunduğu Krallar Vadisi muhakkak görmeniz gereken yerlerdendir. Ama bana kalırsa Mısır’daki en eşsiz şehir Siwa’dır. Şehrin büyük bir kısmı çölden, kalan kısmı ise kurak kayalık alanlardan oluşmaktadır. Benim gibi Karadeniz’de yaşayan biri için o kadar cezbedici ve farklıydı ki etkilenmemek elde değildi. O kavurucu sıcağa, yağmur yağmamasına rağmen kaynağını bilmediğim temiz bir su kumların arasından fışkırıp balıkların yüzdüğü bir göl oluşturabiliyor. Bunlar dışında İskenderiye’de İskenderiye Kütüphanesi’ni gezin, Dahap’ta denize girin, Fayyoum’a şöyle bir uğrayın. Zaten Kahire’de kalacaksanız günübirlik turlarla ya da tren kullanarak İskenderiye ve Fayyoum’a gidebilirsiniz. Başkenti Kahire ise gri, kahverengi ve pembenin bir kaç tonuna boyanmış soluk bir şehir gibiydi. Oradayken bunun sebebinin senede bir iki kez yağan yağmur olduğunu öğrendim. Bu yağmur havadaki kiri, kumu kendisine katarak binaların dış cephelerini eski ve çamurlu bir hale getiriyor ve kendi renklerinin kaybolmasına sebep oluyormuş. Tabi bu solgun ve 24 saat yaşayan şehirde de yapacak sayısız şey var. En popüleri de akşamları ‘’feluka’’ dedikleri sandallar ile Nil Nehri’ne açılıp müzik eşliğinde eğlenmektir. AIESEC Mısır, gelen gönüllülerinin eğlenmeden gitmediğine emin olmak için elinden geleni yapıyor. O yüzden işin bu kısmını onlara bırakmakta fayda var.

PROJE İÇERİĞİ

Canım öğrencilerim

Benim projem ‘’Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 4: Nitelikli Eğitim’’ doğrultusunda yazılan  ‘’Enlighten’’ projesi idi. Projenin temel amacı yetimhanede yaşayan 12 çocuk arkadaşımıza 2 Türk, 1 İspanyol, 1 Tunuslu, 1 Faslı ve 1 Belaruslu ve 1 Fildişi Sahilli toplamda 7 arkadaş olarak İngilizce öğretmekti. Ülkemizde ki yetimhane düzeni nasıl bilmiyorum ama orada şöyleydi: Maddi durumu iyi olan bir kişi ev tutuyor. Çocuklar orada kalıyor. Yine aynı kişi, farklı da olabilir tabi, o evin ihtiyaçlarını karşılıyor. Biz de o evde geniş bir masada gruplar halinde çalışıyorduk. Dürüst olmam gerekirse gerek evdeki ablaların tutumlarından gerekse çocukların ilgisizliğinden ve ortamın da çalışmaya müsait olmamasından dolayı sık sık içinde bulunduğumuz durumu sorgularken buluyorduk kendimizi. ‘’Bizden bir şey öğrenmek istemeyen bu çocukları bizi dinlemeye mecbur etmek ne kadar doğru?’’ sorusunu birbirimize çokça sorduk. Son verdiğimiz karar ise onların özel çocuklar olduğu yönündeydi. Yani hassas konular bunlar, dikkatli yaklaşmak gerekiyor. Onlar da öyle düşünmüş olacak ki proje bizden sonra iptal edildi. Ama seçeneğiniz bol, siz daha uygun bir proje seçebilirsiniz.

PEKİ YA MISIR GÜVENLİ Mİ?

Nil Nehri

Gitmeden önce soracağınız sorulardan biri elbette ki şu olacaktır: Mısır güvenli mi? Açıkçası oradan dolandırılmadan dönemezsiniz. Turist olduğunuzu anladıklarında 3 poundluk su bir anda 5 hatta 10 pound olacaktır. 50 poundluk biblolara 250 pound isteyeceklerdir. Restoranlarda size gelen İngilizce menüde fiyatlar 2-3 katına çıkmış olacaktır. Bu yüzden uyanık olmakta ve sıkı pazarlık yapmakta fayda vardır. İlk söylenilen fiyata aldanmayın. Hayır demeyi bilmiyorsanız da gidene kadar öğrenmenizde fayda var. Ayrıca hepsi bu kadar da değil taksicinin yanında Uber ve dolmuşta sizi dolandırıp fazla para almaya çalışacaktır. Bazen insanlar sattıkları ürüne bakın diye sizi uzun bir süre takip de edecektir. Onlar kadar esmer olmadığınız ya da giyiminiz farklı olduğu için gözlerini size dikip rahatsız hissettirecek insanlar da olacaktır. Bu yüzden ‘Evet, güvenli.’ diyemem ama endişeleriniz size engel olmasın. Tüm bunlar sayesinde aslında farklı durumlarla başa çıkmanın yollarını deneyim yoluyla öğrenmiş oluyorsunuz.

Şunu bilmelisiniz ki ülkenizin konumu dünyanın dört bir yanından gelen insanların bulunduğu bir ortamda muhabbete ne şekilde dahil olacağınızı belirliyor. Bazıları çözüme kavuşturulamamış siyasi sorunlarınız hakkında sorular sorarken bazıları da size hayranlıklarını belirtebiliyor. ‘’Siz Arapça konuşmuyor musunuz?’’ diyen bir Hintli ile de karşılaşabilirsiniz. ‘’Türkiye Avrupa’da değil miydi?’’ diyen bir Çinli ile de. Bunların çoğu ön yargıdır ve ülkenizin bir temsilcisi olarak bunları yıkmak sizin elinizdedir. AIESEC’e başvurarak hem bu sorumluluğu kabul etmiş oluyorsunuz hem de bir başkasının sorumluluğuna ortak oluyorsunuz. Tecrübelerimden yola çıkarak eğleneceğinizi de garanti ederim.

Başka bir ülkeye gitmek başlı başına insana farklı bir bakış açısı kazandırırken her biri farklı ülkeden gelmiş yaşıtınız gençlerle bir hostelin terasında oturup saatlerce muhabbet etmenin, ortak aktivitelere katılmanın size kattıklarını hayal edebilir misiniz? Ülke siyasetleri hakkında bilgi sahibi olabilir, eğitim sistemlerimizi karşılaştırabilir ya da arkadaşlığınızı ilerletip birbirinizi ilerleyen yıllarda ziyaret etme sözü verebilirsiniz. Yani giderseniz güzel şeyler olur. Gitmezseniz sadece gitmemiş olursunuz.

Hatice BULUT

BİZİMLE KAL!


Sorularınızı çekinmeden iletebilirsiniz.

Instagram: htcbbulut


Bir Cevap Yazın

Create a website or blog at WordPress.com

Up ↑

%d