
Hayatıma tüm güzellikleriyle dokunan, beni büyüten, ruhumu besleyen ve “gençleştim bu kadar mı farkeder” dedirten Erasmus+ Öğrenim Hareketliliği deneyimlerimden bahsedeceğim bu yazıdan herkese merhaba! Aramızda Almanya’da Erasmus yapma planı bulunan veya gelecekte kendini Almanya’da hayal eden kim varsa bu yazının şimdiden yararlı olmasını umuyorum. O zaman, los geht’s!
ILK ADIM
Berlin’de yaşadığım maceralar ve deneyimlerden bahsetmeden önce Erasmus Öğrenim Hareketliliğinde yaşadığım ve bazı durumlarda sizin yaşamanızı istemediğim zorlu süreçten
bahsetmek istiyorum. Lisans dönemimde Erasmus Öğrenim Hareketliliği’nden faydalanmamak benim eğitim hayatım boyunca pişmanlık duyduğum şeylerin başında gelmekteydi. Bu yüzden yüksek lisansa başladığımda içinde bulunduğum yoğun tempoya ve tez dönemimin uzaması ihtimaline rağmen öğrenim hareketliliğinden faydalanacağıma dair kendime söz verdim.
Üniversiteme bağlı Değişim Programları Koordinatörlüğü ve Dış İlişkiler Ofisi’nin duyurularını takip ederek yazılı ve dinleme olmak üzere iki aşamalı -bu aşamalar her üniversitede aynı olmayabilir- bir sınava girdim. Bu sınavda aldığınız ortalama puan her ne kadar önemli olsa da genel ortalamanızın da çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Erasmus sınavına girmeniz için lisans ortalamanızın en az 2,20 yüksek lisans ortalamanızın ise 2,50 olması gerekmektedir. Nitekim hem sınav ortalamam hem de genel ortalamam iyi olduğu için ilk tercihim Almanya – Potsdam Üniversitesi’ne güz+bahar dönemi
gitmeye hak kazandım.
Almanya’nın ilk tercihim olmasının nedeni hem Almanya’daki üniversite sistemini deneyimlemek hem de Almancamı geliştirmekti. Benim gibi akademisyenlik hayalleri olan ve Almanya’da PhD yapmak isteyen biri için bir Erasmus deneyimi gerekiyordu. Bununla birlikte ikinci yabancı dil olarak Almancanın hem kamu hem de özel sektörde cazip bir yetenek olduğu aşikâr.
Dipnot: Belge sürecinden bahsetmeden önce tercihlerinizle alakalı dikkat etmeniz gereken bir durumu da belirtmek isterim. Siz benim yaptığım dikkatsizliği yapmayın ve tercih ettiğiniz üniversitelerin/ asil seçildiğiniz üniversitenin son başvuru tarihlerine mutlaka bakın. Potsdam Üniversitesi’nin 2021 güz dönemi için son başvuru tarihi 15 Nisan 2021’di ve Erasmus Koordinatörüm asil seçildiğime dair karşı kurumu bilgilendirdiğinde tarih 30 Nisan’dı. Neyse ki karantina sürecinin getirdiği aksaklıklar bu durumun bana sıkıntı yaşatmasını engelledi ve karşı kurum asil öğrenci olduğumu onayladı.
BELGE SÜRECİ
Asil olarak seçilmemin ardından 2021’in mayıs ayında evrak hazırlamaya başladım. Koronavirüs nedeniyle eğitim online olduğundan evrak hazırlama sürecim de online oldu. Gerekli olan belgeleri Dış İlişkiler Ofisi’nin e-belge sistemine yüklemek ofise gidip elden teslim vermekten çok daha pratik bir süreçti. İlk olarak benden istenen şu dört ön başvuru belgesini sisteme yükledim:
- Nüfus Cüzdanı Fotokopisi
- İngilizce Güncel Transkript
- 1 adet vesikalık fotoğraf
- Başvuru Formu
Bu belgeleri yükledikten sonra kazandığınız üniversiteye gideceğinizi ve belge sürecine hazır
olduğunuzu bir açıdan kendi üniversitenize beyan etmiş oluyorsunuz. İlk dört belgenin
ardından sistemde doldurmam ve tamamlamam gereken belgeler ise şu şekildeydi:
- Öğrenim Anlaşması(Learning Agreement)
- Ders Tanınma Belgesi
- İngilizce Dil Sertifikası: Yurt dışındaki kurum dil belgesi talep ettiğinde bu belgeyi sunabilirsiniz.
- Vize İçin Konsolosluklara Yazı
- Almanca Burs Belgesi: Almanya veya Avusturya’ya gidecek olan öğrenciler içindir. Konsolosluk tarafından Almanca burs belgesi veya Erasmus öğrencisi olduğunuzu gösteren belge talep edilirse doldurulması gerekir.
- Erasmus+ Öğrencisi Olduğunuzu Gösteren Türkçe Yazı: Erasmus+ öğrencisi olarak seçildiğinizi belgelendirmenizi isteyen, Türkiye’deki resmi makamlara ve kurumlara sunabilirsiniz.
- Öğrenci Sözleşmesi
- Kabul Mektubu
- Vize Fotokopisi
- Sigorta Poliçesi
ALMANYA VİZESİ NASIL ALINIR?

Tahmin edebileceğiniz gibi vize süreci kendimi sürekli diken üzerinde hissettiğim, bazı günler “anlaşıldı red yiyeceğim belli” diyerek umutlarımı tükettiğim zorlu ve saç beyazlaştırıcı bir süreçti. Yine de şuan bu satırları yazarken gülümseyen ben gibi ileride siz de Almanya’da 60 cent verdiğiniz biranızı içerken bu günlerinizi gülümseyerek hatırlayacaksınız. O yüzden asla belge sürecinde yılmayın ve geçireceğiniz keyifli günleri düşünün. Şimdi gelelim nasıl vize kabulü aldığıma… Ben bahar+güz dönemi için tercih yaptığımdan Alman Ulusal vizesine başvurdum. Ulusal vizeler (D tipi), Schengen bölgesinde 90 günü aşan ikamet süreleri için geçerlidir. Örneğin; Aile birleşimi, Almanya’da çalışmak veya üniversite eğitimini sürdürmek gibi amaçlarda alınan vize tipidir.
Vize başvurumu ise Almanya Temsilcilikleri tarafından yetkilendirilen iDATA’dan yapmayı tercih ettim. Vize başvurunuzu illaki iDATA üzerinden yapmak zorunda değilsiniz, Almanya Elçilik / Başkonsoloslukların takvimlerine göre alınacak olan bir randevu ile de yapabilirsiniz. iDATA’dan online vize başvurusu yaptığınızda randevu ücreti olarak 2022 itibariyle 138 TL ödemeniz gerekiyor. Başvuru talebinizin alındığına dair sizi mail aracılığıyla bilgilendirdikten birkaç gün sonra randevu tarihiniz belirleniyor. Ben vize başvurusunda bulunduktan üç hafta sonrasına randevu alabildim. Bu yüzden gidiş tarihinize göre vize tarihinizi ayarlamanızda fayda var. Nitekim yaz dönemi Almanya Başkonsolosluğu ve elçilikleri çok yoğun oluyor.
Vize randevu tarihim belirlendikten sonra hemen belgelerimi hazırlama sürecine girdim.
iDATA tarafından benden istenen belgeler şu şekildeydi:
- 2 adet başvuru formu: bu formları iDATA’nın sitesinden erişebilirsiniz.
- Geçerli pasaport ve pasaportta kişisel bilgilerin bulunduğu sayfanın (fotoğraflı sayfa) 2 adet fotokopisi
- 2 adet biyometrik fotoğraf
- Almanya’daki üniversite/yüksekokul tarafından gönderilmiş kabul yazısı: Yeminli tercüman bulmanız ve bu tarz Türkçe belgeleri Almancaya tercüme ettirmeniz gerekiyor.
- Türkiye’deki üniversitenizden Erasmus programına katılacağınız tarih aralığını belirten teyit yazısı: Almancaya tercüme ettirmeniz gerekiyor.
- Almanya’daki kalışınız süresince masraflarınızı ne şekilde karşılayacağınıza dair belge: Evet arkadaşlar bu belgenin en önemli belge olduğunu düşünüyorum. Almanya’ya geldiğinizde ekonomik durumunuzun yeterli olduğunu ve aylık genel asgari sınır kriterini karşılayabildiğinizi ispatlamanız gerekiyor. Erasmus programı “kısmi burslu” kategorisinde adlandırıldığı için “Burs süresinin ve miktarının tam olarak belirtildiği burs onayı” (Üniversitenizden ıslak imzalı aldığınız Almanca Burs Belgesi yeterli oluyor) ve “kalınacak süre için alınan aylık burs miktarı ile Federal Eğitim Teşvik Kanunu (BAföG) ile belirlenmiş miktar arasında kalan eksik tutarın ne şekilde finanse edileceğine dair belge”yi hazırlamalısınız. İkinci belgeyi şu şekilde açıklayayım: BAföG’ün belirlediği aylık genel asgari sınır 861 Euro’dur. Sizin Almanya için aldığınız Erasmus aylık hibesi 600 Euro diyelim. Genel asgari sınır kriterini karşılamanız için eksik tutar olan 261 Euro’yu nasıl temin edeceğinizi göstermeniz gerekiyor. Bunun ilk ve en çok tercih edilen yolu Almanya’daki bir bankada açılmış bloke hesaba teminat ödemesi yapmanız, ikincisi ise benim tercih ettiğim, birinci dereceden kan bağı bulunan tanıdığınızın size kefil olacağını ve ondan ödeme alacağınızı ispat ettiğiniz taahhütnamedir.
- Türkiye’de SGK tarafından düzenlenen yurt dışı sağlık sigortası belgesi: Türkiye ve Almanya arasında AT/11 anlaşması olduğundan bu sigortaya ücretsiz olarak sahip olabilirsiniz. Tek yapmanız gereken yaşadığınız ilin merkez Sosyal Güvenlik Kurumu ile iletişime geçerek sizden istenen belgeleri temin etmenizdir.
Toplam Vize Ücreti:
Eğitim vizesi aldığınız için vize ücreti ödemiyorsunuz. Vize randevumda belgelerimi teslim etmemin verdiği rahatlığın ardından ödeme için beklerken bu gerçeği duyduğumda mutluluğum katlandı diyebilirim. Sadece 2022 itibariyle iDATA koordinasyon bedeli olan 580 TL’yi ödüyorsunuz. Ki randevu oluştururken ödemiş olduğunuz 138 TL’yi bu fiyattan düşüyorlar. Yani herhangi bir kargo ücretiniz, fotokopi veya vesikalık gibi ekstra maliyetleriniz yoksa size mal olacak toplam vize ücreti 442 TL oluyor.
Vize sürecinde beni en çok yoran şey yeminli tercümana tercüme ettirmem gereken belgeler oldu. Özellikle taahhütname yolunu tercih ettiyseniz maaş bordrosuna kadar Almancaya tercüme ettirmek zorunda kalıyorsunuz. Eğer Almanya’ya gitme veya Erasmus yapma planınız varsa her belgenizin eksiksiz olmasına ve yeminli tercüman tarafından tercih edilmiş olmasına dikkat edin. Son zamanlarda Almanya Başkonsolosluğu’nun Türk Pasaportu nedeniyle birçok vizeye red verdiğine şahit olmuş ve şu an Berlin’de vize uzatma sürecinde olan biri olarak size bunu şiddetle tavsiye ediyorum. Eğer her belgenizi tam hazırladıysanız ve konsolosluk yoğun bir dönemde değilse pasaportunuz vizeniz onaylanmış şekilde 10 günde size ulaşıyor. Benim yoğun dönemde olmasına rağmen bir haftada elime ulaşmıştı.

ERASMUS ŞEHRİM POTSDAM
Brandenburg eyaletinin başkenti olan Potsdam, Berlin’in güneybatısındaki Havel Nehri üzerinde konumlanmaktadır. Potsdam, 1918 yılına kadar Prusya krallarının eski rezidansı olarak bilinir. Şehir, birbirleriyle birleşen gölleri ve biricik kültürel manzaralarıyla özellik kazanır. Simgesel yapılar arasında Almanya’nın en büyük Dünya Mirası Alanı olan Sanssouci’nin parkları ve sarayları, Orangery Sarayı, Yeni Saray, Cecilienhof Sarayı veya Charlottenhof Sarayı ve diğer saraylar yer alır.
Eğer siz de benim gibi “metropol olmasın ama çok sakin de olmasın” tarzı şehirleri seviyorsanız Potsdam’a hayranlık besleyeceğinizden şüphem yok. Tamamen tarih kokan ve doğayı içinde barındıran bir şehir olan Potsdam Berlin’e trenle 20 dakika mesafededir. Berlin’in kozmopolit yoğunluğundan kaçamak yapmak isteyenlerin bir numaralı tercihi genelde hep Potsdam olmaktadır.


Berlin birçok uluslararası öğrenciye ve göçmene ev sahipliği yaptığından İngilizce ile de günlük iletişiminizi sağlayabilirsiniz. Potsdam ise Alman nüfusunun daha yoğun olduğu bir şehir olduğundan tren, metro ve alışveriş merkezleri gibi alanlarda yabancı bir dil konuştuğunuzda özellikle yaşlı kesim tarafından onaylanmayan bakışlarla karşılaşabilirsiniz. Erasmus Öğrenim Hareketliliğim boyunca birçok Alman şehrinde bulunmuş ve bulunmaya devam eden biri olarak bu durumun sadece Almanya’nın doğusuna has olduğunu söyleyebilirim, o yüzden bir süre sonra alışıyorsunuz. Zaten edindiğiniz arkadaşlıklar ve Erasmus’un getirdiği heyecanla her yeri keşfetme ve her şeyi öğrenme arzusu küçük negatiflikleri tamamen yok ediyor.
KONAKLAMA
Erasmus deneyimlerimiz arasında çoğumuzun aklını meşgul etmiş, streslendirmiş ve bazen de hayal kırıklığına uğratmış şeylerden biri ise konaklamadır. Açıkçası beni vizeden daha çok zorlayan ve hatta güz dönemimi iptal etmeme mecbur kılan durum maalesef ki üniversitemin yurt konusunda sistematik olmaması ve kontenjana elverişsizliğinden kaynaklanmaktaydı. Güz dönemim başlamadan neredeyse 5 ay öncesinde yurt başvurusu yapmama rağmen ne yazık ki yurt odası bulamadım ve başka alternatifler araştırmaya başladım. Tüm yurtlar doluydu ve özel yurtlar ise çok pahalıydı. Konaklama konusunda yeterince stresliyken, Erasmus hibelerimizin 10 aylık değil, toplam 3.5 aylık yatacağını öğrendiğimde bu dönem Erasmus yapamayacağıma ikna olmuştum. Bahar dönemi ise güz dönemimin tam tersine çok kolay bir şekilde yurt teklifi aldım. Wohngemeinschaft (WG) denilen tuvalet&banyo ve mutfağı ortak olan fakat ayrı odanızın olduğu yurtlar Almanya’da en çok karşılaşılan yurt sistemidir. Kaldığınız yurda ve odanızın boyutuna göre konaklama ücreti de farklı olmaktadır. Kaldığım yurt UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunmaktadır ve aylık konaklama ücreti 240
– 300 Euro arasında değişiklik göstermektedir.


Yemek açısından ise Berlin ve Potsdam’ın neredeyse her caddesinde mutlaka bir dönerci bulabilirsiniz, bu yüzden eğer ileride Berlin’e veya Almanya’ya gelirseniz Türkiye’de yemediğiniz kadar döneri yemeye hazır olun. Alman yemek kültürü çok geniş olmadığı için döneri çok benimsemiş durumdalar, bu yüzden Alman döneri ile bile sıklıkla karşılaşabilirsiniz. Ayrıca birçok yerde currywurst restoranıyla karşılaşmanız da mümkün. Fakat o da genellikle domuz eti ile yapıldığından herkese hitap eden bir fast food değil. Almanya’da yiyip size kilo aldıracağından asla şüphem olmayan şey bäckerai, yani fırınlarda satılan onlarca çeşit ekmek ve hamur işidir. Marketlere ve fırınlara gittiğinizde kendinizi onlarca hamur işi arasında kaybetmeye hazır olun!
ULAŞIM
Ve gelelim ulaşıma.. Almanya’da kazandığınız üniversiteye dönem ücreti ödediğiniz için semesterticket olarak da adlandırdığımız dönemlik ulaşım kartına sahip oluyorsunuz. Yani bulunduğunuz eyalette tüm S-Bahn U-Bahn RegionalBahn gibi trenleri, otobüsler ve tramvayları bedava kullanıyorsunuz. Şu an 2022 Haziran itibariyle Almanya’da 9 Euro Ticket tarifesi uygulanıyor. Yani yazın üç ay boyunca 9 Euro ödüyorsunuz ve tüm Almanya’da ulaşımınız bedava oluyor. Bu benim en çok işime yarayan şeylerden biri oldu. Nitekim ben öğrenci kartım olduğu için 9 Euro bile ödemeden Almanya’nın her yerine bedavaya gidebiliyor ve gezebiliyorum. Bu Türkiye’ye dönünce en çok arayacağım ve özleyeceğim şeylerden biri olacak.


Almanya’da ulaşımın en son dert edeceğiniz şey olduğunu düşünüyorum. Her eyalet kendi ulaşım app’ine sahip ve bulunduğunuz eyaletin uygulamasını telefonunuza indirdiğinizde nereye hangi ulaşım araçlarını kullanıp ne kadar sürede varacağınıza kadar söylüyor. Bu açıdan kaybolma ihtimaliniz çok düşük. Dert edeceğiniz şey belki trenlerin sürekli rötar yapması olabilir, ona da alışıyorsunuz artık diyebilirim.
Berlin’in ulaşım açısından tek dezavantajının Avrupa ülkelerini gezmek istediğinizde konum olarak uzak kalması ve uçak biletlerinin daha pahalı olması olduğunu düşünüyorum. Almanya’nın batısı ve güneyinden tren veya uçakla yapacağınız herhangi bir Avrupa seyahati çok ucuza denk gelirken Berlin’den yapacağınız Flixbus ve Ryanair uçuşları bile neredeyse iki katına denk geliyor. Yine de iki katı fiyatı bile Türkiye’den uçuşlardan çok daha ucuz olduğu için kendinizi motive edin ve Avrupa’nın olabildiğince her yerini gezmeye çalışın.

ALMANYA’DA ŞAŞIRABİLECEĞİNİZ 5 ŞEY:
1- Bisikletin arabadan daha çok tercih edilen bir ulaşım aracı olması.
2- Hala geleneksel posta yolunu kullanmaları ve asla elektronik sistemi benimsememeleri: Bu yüzden Alman bürokrasisinin yavaşlığına psikolojiniz elverişli olsun.
3- Pazar günü her yerin kapalı olması & akşam her yerin erkenden kapanması: Berlin gibi bir yerde yaşıyorsanız akşam açık mekanlar bulmanız yüksek ihtimal fakat onun dışında çok zor.
4- Pfand kültürü: Plastik ve cam şişelerinizi pfand makinelerinden geri dönüşüme yolladığınızda 25 Cent’inizi geri alıyorsunuz.
5- Akıl sağlığı yerinde olmayan insanlar: Buna nasıl yani demenizin çok normal olduğunu düşünüyorum. Fakat Almanya’da sokaklarda çok fazla kendi kendine konuşan, size gelip bir şeyler anlatan, sizi takip eden insanlarla karşılaşabilirsiniz. Böyle durumlarda görmezden gelmeniz ve dikkatinizi başka bir şeye vermeniz yeterli olacaktır.

Erasmus Öğrenim Hareketliliğimin bitmesine iki ay kalmışken size son tavsiyelerim her günün tadını çıkarmanız ve kendinize yeni kültürlerle kucaklaşmaya fırsat tanımanızdır. Yeterince stresli ve gelecek kaygısı yaşadığımız şu günlerde üniversite hayatınızın size verdiği bu fırsatı mutlaka değerlendirin. Geri döndüğünüzde kendinizin ve fikirlerinizin ne kadar değiştiğini ve geliştiğini görünce şaşıracaksınız. Her ne kadar ben Erasmus Staj Hareketliliğim için 7 ay daha Berlin’de kalacak olsam da her geçen günü son günmüş gibi değerlendirmeye çalışıyor ve bu günlerin tadını çıkarıyorum.

Umarım Berlin’de yaşadığım deneyimler ve verdiğim tavsiyeler sizin için bilgilendirici ve doyurucu olmuştur. Almanya’da Erasmus yapma düşünceniz varsa veya gelme sürecindeyseniz yazımın sizlere yardımcı olacağını umut ediyorum.
Aleyna Patan
BİZİMLE KAL!
Sorularınızı çekinmeden iletebilirsiniz.
Instagram: aleynapatan
Mail: aleynapatan17@gmail.com
Bir Cevap Yazın